… ‘Neden?’ diye sordu genç adam, ‘Neden beğenmedin beni? Oysa ben seni çok beğenmiştim. Neden bir şans vermedin ki?’ ‘O kadar çok sebep var ki… Hangisinden başlasam? Düşünce tarzın mesela. Anlatsam da anlamayacaksın nasıl olsa.’ diye geçirdi içinden genç kadın. Adamın zekâsını küçümsemek istemiyordu, ama olan aslında buydu. Karşısındaki adam ne kendini ifade ne de anlatılanı idrak edebilme yeteneğine sahipti. ‘Ne kadar acı!’ diye geçirdi içinden kadın. ’30 yaşında bir adamın iletişim yetisinin bu kadar kısıtlı olması ne kadar içler acısı.’ Cevap vermeden sessiz kaldı. O sessiz kaldıkça, daha çok üsteledi adam. Önce çabaladı oldurmak için, kendi tarzında. Dakikalar ilerledikçe hırçınlaştı. Gururunu ayaklar altına aldığının farkındaydı ki bu daha çok sinirlenmesine sebep oldu. Saldırmaya başladı sözleriyle. Biraz önce söylediği ne varsa hepsini sildi bir saniyede. ‘Çok da güzel değilsin aslında. Sadece çekici geldin bana. Zaten şu an sevgilim var.’ Dolgun dudaklarını büzen bir kadın resmi atarak, ‘Al bu da resmi. Hatta seksi de.’ Bu sefer attığı resimde aynı karakter iç çamaşırlarıyla seksi bir şekilde koltuğa uzanarak poz vermişti. ‘Gereksiz yere anlam yüklemeye çalışmışım ben sana.’
‘Aman Tanrım’ dedi kadın, bir erkek daha ne kadar çirkinleşebilirdi ki. Sinirden eli ayağı titriyordu. ‘Sen de erkek misin?’ Neden şans vermedin diyen adam, şu an kız arkadaşı olduğunu iddia ettiği kızın çıplak resmini bile atmıştı kendini kanıtlayabilmek adına. Hangisine üzülse bilemiyordu. Bir adamın son çırpınışlarının hakaretle sonlanması alışık olduğu bir durumdu ama şu an sevgilim var derken kime neyi ispat etmeye çalışıyordu ki zavallı adam? Sevgilisi olan bir adam, neden başka bir kadına açılma gereği duymuştu? O kızcağız çıplak fotoğraflarının başkasının eline ulaştığını görse ne tepki verirdi? Üstelik bunu yapanın hayatındaki ‘adam’ konumundaki ‘erkek’ olduğunu bilse…
Kahramanlarımız Tinder’da tanışmıştı. Birkaç gün süren konuşmalarının ardından genç adam kadını merak etmeye başlamış, birkaç kez yüz yüze görüşme talebinde bulunmuştu. Genç kadın bir gece arkadaşlarıyla dışarı çıktığı sırada, davet etti adamı. ‘Gelmek istersen buyur gel, buradayız.’ Koşa koşa geldi adam ta nerelerden. Ama gelir gelmez hayal kırıklığına uğrattı genç kadını. ‘Yaptığım işten dolayı silah taşımak zorundayım. Bununla oturmam çok zor, yardım et de şunu ceketime sarayım!’

Neydi ki şimdi bu? Karşısındaki kadını silahla mı etkilemeye çalışıyordu. Zekâsının bu kadar küçümsendiğini hissetmek kızdırmıştı kadını. Daha sonra aralarında geçen muhabbetler, aslında adamın birinin zekâsını küçümseyecek kapasitede bile olmadığını görmesine yetmişti. Üstelik henüz 5 dakika olmamıştı. ‘Keşke biraz sussaydın be adam, sussaydın da en azından zeki olduğunu düşünseydim.’ diye mırıldandı kadın. Adam da tam tersine çok etkilenmiş ve heyecandan eli ayağı birbirine dolanmış halde, arka arkaya saçma sapan cümleler kuruyordu.
Artık bir şeyler dememin zamanı geldi diye düşündü kadın. ‘Sen ilk defa görüşeceğin bir kadının yanına nasıl silahla gelirsin ve bunu görüp de bu akşamı seninle geçirmek isteyeceğimi nasıl düşünürsün?’ ‘Neticede hırlı da olabilirsin, hırsız da. Bu yüzden aldım silahımı yanıma. Ayrıca bu bana zimmetli, subayım ben biliyorsun. Hiçbir yere bırakamam.’ Offffffff…. Konuştukça batıyordu adam, ama yerin dibine girmek isteyen kadındı ne hikmetse. ‘Sen kalabalık bir ortamda görüşmemize rağmen bana güvenmeyip yanında silah getiriyorsun, ama benim sana güvenmemi bekliyorsun öyle mi? Hiç tanımadığım, ilk defa gördüğüm ve silahlı bir adama? Üzgünüm ama ben canımı sokakta bulmadım. Sen de daha fazla geç kalma. Yolun uzun.’ Birine bunları söylemeyi kendine yakıştırmıyordu kadın. Ama karşısındaki ayıpla edebi ayırt edebilecek bir adam değildi ki. ‘Bir de bu adam subay! Yazık, canım vatanım sana mı emanet şimdi? Tamam, yol yordam bilmiyor olabilirsin, ama biraz nezaket be adam!’
Subay beyimiz ‘Tekrar görüşür müyüz?’ diye sorarak ayrıldı masadan. Giderken kendi hesabını da ödeyecek kadar kibar davranmıştı üstelik. Masanın üzerine 50 TL bırakarak kayıplara karıştı. O mekândan ayrılır ayrılmaz, göz göze geldi genç kadın arkadaşıyla. Aslında konuşmadan gözleriyle aynı şeyi anlatıyorlardı birbirlerine. ‘O da neydi öyle? Tam bir felaket!’ İkisi de bir daha bu adamı görmeyeceklerinden emin bir şekilde eğlenmelerine devam ettiler. Ama genç kadının aklında tüm gece aynı şey vardı: ‘Vatan gerçekten bu adama mı emanet?’
Cevaplari nerede aramak gerekir bilmem ama sorun tam olarak karşım da duruyor.
BeğenBeğen
Sorunun tam olarak ne oldugunu anlayamadim …
BeğenBeğen
Sorunum tam olarak erkek kadin iliskisinin sorunlari konusunu anlayamamis insanlar ve egolari
BeğenBeğen
Yazilarimda en ufak bir ego kirintisi oldugunu dusunmuyorum. Kadin-erkek iliskileri konusunda da uzman oldugumu belirtmedim. Kendi tercrubelerime, gorduklerime, duyduklarima gore yasiyorum. Bunu neden kendinize sorun yaptiniz anlayamadim?
BeğenBeğen
Okurken hissettigimi yazdim sadece
BeğenBeğen
Yorum kaldiramiyormusunuz acaba…?
BeğenBeğen
Subay sen misin? 🙂
BeğenBeğen
Subay??
BeğenBeğen
Siz yaziyi okudugunuzdan ya da okudugunuzu anladiginizdan emin misiniz? 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Gercekten yoruma kapalisiniz tesekkur ederim
BeğenBeğen
Okudugunu gercekten anlayip ozumseyebilen insanlarin elestirilerine her zaman acigim. Ben tesekkur ederim
BeğenBeğen
Gozlerinizi envy ile dolduran bu sözlere ve yazilara devam etmeniz dilegiyle öyleyse
BeğenBeğen
Ilk baslarda sadece Turkce’yi yanlis kullandiginizi dusunmustum ama sizin Ingilizce probleminiz de var goruyorum ki… Envy kiskanclik anlamina gelir ki, genelde elestirilen kisilerde bu duygu yoktur. Alti bos sozlerle elestirenlerde bulunan bir duygudur ‘envy’. Bu mevzu gereksiz yere uzadi, bu yuzden soyle aciklama yapacagim. Siz donup uzerine dusunebilirsiniz.
1- Ben sadece hissettiklerimi yaziyorum. Oyle unlu biri degilim. Kendi resimlerimi boy boy yayinlayip prim de yapmiyorum. Kendi capimda yaziyorum. Yazilarimda hem biz kadinlarin, hem siz erkeklerin hakli ya da hatali oldugu yerleri dile getiriyorum. Egolu oldugumu size dusundurten seyi merak ediyorum.
2- Baskalarinin yazilarini elestirmektense; dil,imla ve anlatim kurallarindan yoksun kendi yazilarinizi bir gozden gecirmenizi tavsiye ederim.
3- Elestiri yapan sizsiniz. Gozlerimin envy ile doldugunu neye dayanarak soyluyorsunuz?
4- O kadar yorum yaptiniz, bari su sorulara cevap verin de ALTI DOLU ELESTIRILERINIZE saygi duyayim.
BeğenLiked by 1 kişi
Gercekten dil kurallarindan yoksun yazilarim var evet kabul edebilirim bunu ama yaziniza kendime gore yorum da bulundum ve hala oyle degil diyerek inkardasiniz nedense… ve evet yanlis kullanmisim pride yazicaktim
BeğenBeğen
Belli ki berbat bir ilk buluşma yaşamış kadın kahraman; subay yetiştiren kurumların kadın erkek ilişkilerine dair olgunluk kazanılabilecek yerler olduğunu düşünmüyorum. Tabi, tinder gibi ortamlarda verilen bilgilerin doğruluğu da şüpheli. Kadınları etkilemek için olmayacak meslekler icat eden çok erkek gördüm. Ayrıca, bu erkeklere has bir durum da değil. Kadın profillerinde de olmadık çakma mevzular bulmak mümkün. İnsan ve ingilizcedeki insane kelimesi arasındaki benzerliği hatırlayıp bitiriyorum :))))
BeğenLiked by 2 people
Ne kadar dogru soylediniz. Agziniza saglik. Ilk bulusmada bunlari gorebildigi icin ben sansli sayiyorum kadin kahramanimizi. Maalesef bunlari yillar sonra kotu tecrubeler yasayarak farkeden kadinlarimiz var. Cok aci 😦
BeğenLiked by 1 kişi
Yıllar önce, bir erkek dostum Taksim’de bir kızla buluşmak üzere anlaşmıştı. o zamanlar face falan yok, MSN’de tanışmışlar. İlk buluşmaları olacaktı ve fotoğraf yollamak şimdi ki kadar kolay da değildi diye kızın nasıl biri olduğundan bile tam emin değildi. Çocuk güzelce hazırlanıp heyecanla buluşmaya gitmişti. Akşam görüştüğümüzde morali çok bozuktu. Kız bir başka kızla birlikte buluşma noktasına gelmiş, bizim elemanı görür görmez işi çıktığını söyleyip onu orda bırakıp gitmiş, sonra MSN programında bloklamıştı. “Belli ki kız beğenmedi beni ama bir sohbet, bir çay fırsatı bile vermedi” diye anlatmıştı akşam üzeri asık suratla. evet albenili biri değildi ve kadınlar bir türlü patlak gözlerini, kepçe kulaklarını ve genç yaşına rağmen açılan alnını beğenmiyordu. sonra özel kuvvetlere gitti. Judi Gabar Kandil adım adım gitti görev yaptı. iletişimimiz koptu o ara. seneler sonra Ankara 7nci caddede buluştuk; bira içerken sordum; ee nasıl gidiyor kız işleri? çatışma görmekten duygusuzlaşmış yüzüyle bana bakıp özetlemişti: bıraktım dostum, parasını verip kiralıyorum… Kıssadan hisse, ben her iki tarafın da işinin zor olduğunu düşünüyorum; insanlar ilişkileri konusunda gereğinden fazla acımasız ya da kırılgan olabiliyorlar, öyle!
BeğenLiked by 2 people
Ustune denilebilecek tek kelime birakmamissiniz bana… Dogru insana karsi acimasiz ve dogru insana karsi kirilgan olamiyoruz. Maalesef durum bundan ibaret.
BeğenLiked by 1 kişi
Neredeyse bütün kadınların yaşadığı olaylardan biri ne kadar üzücü bir durumda olunduğunun artık farkına varmalilar.
BeğenLiked by 1 kişi
Farkina varabilecek kadar kapasitesi oldugunu sanmiyorum erkek kahramanimizin 😦
BeğenLiked by 1 kişi
😐😐ne üzücü
BeğenLiked by 1 kişi
Maaelesef, ama gercek 😦
BeğenLiked by 1 kişi
bazı insanlar uzaktan kusursuz, tanıdıkça çok lüzumsuzdur..!!
BeğenLiked by 2 people
Çırpınan balık ağa dolanır.
BeğenLiked by 1 kişi
Biz amatör yazarların her yazdığı şeyin anı olduğu düşüncesinden vazgeçmeli herkes.
BeğenLiked by 1 kişi
Ne kadar guzel soylediniz…
BeğenBeğen
İyi, yanında birkaç asker getirip kapıya dikmemiş, buna da şükür 😅 bu Tinder nelere kadir ya 🙋🏻♂️
BeğenBeğen