
Ev ekonomisi ve iş eğitimi dersi
90lar’da müfredatta olan bu dersi hatırlayanlar var mı? O zamanlar her ne kadar gereksiz bulsam da, şu an bir eğitimci olarak dürüstçe söyleyebilirim ki hakkını yemişiz.
Bize verilen malzeme listesini tedarik edebilmek için, babalarımızın ‘Git pantolonumun cebinden al!’ dediği paralarla koşa koşa kırtasiyeye giderdik. O zamanki kırtasiyeler de hırdavat dükkânı gibiydi mübarek. Derste başlayan çalışma çoğunlukla ev ödevine dönüşürdü. Ne kadar çok uğraşırdık el emeği göz nuru ürünlerimiz için. Öğretmenimiz kızmasın diye sabaha kadar yetiştirmeye çalışırdık.
Alçı kalıpları : İçlerine alçı döker, kuruduktan sonra sulu boya ile boyardık.

Makromeler :Makromelerden bileklik, çanta ve hatta saksı askılıkları bile yapardık. Üstelik bunları yaparken en fazla 13-14 yaslarındaydık. Ne becerikli çocuklarmışız biz gerçekten.

Kontrplak çalışmaları
Kil testereyi hatırlayan var mı mesela? Kontrplakları kırmadan ince ince milim milim keser, şekiller oluştururduk. Bazen çerçeve, bazen peçetelik…

Halı dokuma
Tahta üzerine çaktığımız çivilere ipler geçirir, ufak halılar dokurduk.

Mandal çalışmaları
O zamanlar şimdiki gibi plastik mandal var mıydı hatırlamıyorum ama, tahta mandallar bu dersin vazgeçilmezlerindendi. Birbirine yapıştırarak oluşturduğumuz çerçeveler, nihalelerle notlar alırdık.


Ev ekonomisi ve iş eğitimi diye iki bölümden oluşurdu kitap. Salata yapmayı, yumurta kırmayı, makarna haşlamayı, düğme dikmeyi de biz bu kitaptan öğrendik. ‘5TL ile neler alınır ya da nasıl ev geçindirilir’ gibi kalem kalem hesaplamak zorunda kaldığımız şeyleri o zaman her ne kadar kafamda konumlandıramasam da, aslında ileride öğrenci olarak yasayacağımız dramlara karşı hayatta kalmayı öğretmişler meğer. ‘How can a student survive with 5TL?’ 🙂
Şimdi düşününce… Ne şanslı çocuklarmışız biz. Şimdiki devrin ne yaparsanız yapın mutlu edemediğiniz tatminsiz çocukları gibi olmadık hiçbir zaman. Kendimizi oyalayacak ve mutlu olacağımız bir şeyler bulurduk illaki. Maddi durumumuzun kötü olması bize engel değildi. Eve gelir gelmez, çantalarımızı bir kenara atar, önlüklerimizi çıkartır, bir an önce sokağa çıkıp oynayalım diye ödevlerimizi bitiriverirdik kimsenin bize söylemesine gerek kalmadan.

Siz bisikleti olan şanslı çocuklardan mıydınız bilmiyorum ama, içten içe ne kadar üzülsem de birinin arkasına binmekten bile mutlu olurdum ben. Bir de seyyar dönme dolapçı amca vardı saatlerce yolunu gözlediğimiz. Mahallenin ta öteki ucundan görünce, hemen bozuk paraları hazırlar koşup sıra beklerdik bir tur binebilmek için.
Sahi ne ara büyüdük biz?
eğlenceli günlerdi :)))
BeğenLiked by 1 kişi
Ah o halı dokuma 🙂
Ben 77 doğumluyum. Bizim mahalleye ” ayı oynatan adam ” gelirdi… Ben bile hala inanamıyorum:) 🙂
BeğenBeğen
Okurken kış geceleri geldi aklıma o zamanlar 4-5 yaşlarındaydım soba başında bütün aile abimin ödevleri için seferber olurduk birlikte ne güzel vakit geçirirdik unuttuğum bu güzel anıyı tekrar hatırlattınız ☺
BeğenBeğen
Mutlu hatiralara arada bir donup bakip, hatta mumkunse tekrar yasamak lazim 🙂 Tesekkur ederim degerli yorumunuz icin, cok mutlu oldum 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
2 yazınızı okudum, cok hosuma gitti. herkeste bir eskiye ozlem. Şu tanzim arabaları çıktı ya ucuza sebze satan, eskiden sabit pazarlar vardı, onları dusunup uzulurken buldum kendimi
BeğenBeğen
Cok sevindim begenmenize. Keyifli okumalar dilerim…
BeğenBeğen
Alçı kapılıplarımi halen saklamaktayim 😃 sahi biz ne zaman bu kadar çok büyüdük ve Ne ara hayatı umutları bu kadar geride bıraktık hayret
BeğenLiked by 1 kişi
Saklayin lutfen 🙂 Ben ariyorum su an bulamiyorum 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Tamam saklarım
BeğenLiked by 1 kişi
Gerçekten beni çocukluğuma götürdü bu yazı. Çok güzel yazmışsınız tebrik ederim. Keşke şimdi de bu eski güzellikleri yaşayabilse günümüz çocukları.
BeğenBeğen
Cok tesekkur ederim, begenmenize cok sevindim. Keyifli okumalar dilerim…
BeğenLiked by 1 kişi
Sizin alçı kalıplarınızı dökmenize daha dün yardım ediyorduk😳Sahi biz ne ara yaşlandık.😊🤗🤗
BeğenBeğen
Saygilar ogretmenim 🙂 Biz yaslanmadik, buyuduk boyle diyelim 🙂
BeğenLiked by 1 kişi